Yüzyıllardır araştırmacılar ve arkeologlar Paskalya Adası’ndaki dev heykeller üzerine kafa yoruyorlar. Şu en küçüğü birkaç ton gelen, bazılarının uzunluğu 20 metreye, ağırlığı ise 60 tona varan taş-insanlar, moai’ler üzerine... Bilim, evrenin kökenlerine doğru yolculuğa çıkacak kadar ilerledi ama bu heykellerin nasıl yapıldıkları ve nereden geldikleri soruları kalın birer sır perdesi olarak durmayı sürdürüyor. Batı dünyasının dikkatini ilk kez 1722’de Hollandalı denizci Jacob Roggeveen sayesinde çeken Paskalya Adası (İspanyolcadaki adıyla Isla de Pascua ya da Rapa Nui, Batıda kullanılan adıyla ise Easter Island), dünyada üzerinde yerleşim bulunan en ıssız bölgelerden biri.
Sakinleri tarafından “dünyanın göbeği” olarak adlandırıldığına bakmayın, dünyanın yuvarlak oluşuna da: aynı zamanda dünyanın en “uzak” yerlerinden biri Paskalya. Büyük Okyanus’un doğusunda, bugün Şili’ye ait bu ada yalnızca 163 kilometrekarelik bir alanı kaplıyor. 1985’te nüfusu 1928 olarak tespit edilmiş. Roggeveen’in gemileriyle adaya çıktığı 1722 tarihinde yalnızca 400 yerli yaşıyormuş burada. Ada, Güney Amerika anakarasına 3218, en yakın yerleşim birimi olan Patcairn adasına ise 2010 kilometre uzaklıkta.
kaynak:p snat dergisi